Majestelerinin 711 Bürokratı

Standart

Bu gidişata son vereceğimizi iddia ediyorsak, bir kişinin ruh halini devletin yürütmesi kılan, onu mahkeme kararına dönüştüren, kanunsuz bir inşaat iznine veya şaibeli bir ihaleye çeviren imza sahiplerinin gelecekteki durumunu şimdiden düşünmeliyiz.

Uğur K.Yiğit, Dr.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 10 Aralık 2022’de Samsun’daki bir törende yaptığı konuşmada: “2023’te milletten kendi adımıza son kez istediğimiz destekten alacağımız güçle Türkiye Yüzyılı inşasını başlatıp bu kutlu bayrağı gençlere teslim edeceğiz” dedi. Yönetme ve iktidar hırsı küresel şöhret kazanmış bir lider için ilgi çekici bir cümleydi.

İlgi çekti nitekim. Memleket Partisi hemen ertesi gün Recep Tayyip Erdoğan’ın başka seçimlerden önce de bu gibi ifadeler kullandığını video arşivleriyle hatırlattı. Erdoğan 2011’deki konuşmasında son kez milletvekili adayı olacağının altını şöyle çiziyordu: “Ben tükürdüğümü yalamam. Partimin tüzüğünde de böyledir ve gereğini yaparım. Birileri gibi oralara çakılıp kalmam.” AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da bir televizyon programında konuya açıklama getirdi: “Anayasa gereği bu seçimlerden sonra artık aday olamayacak. Onu kastetti. Hem Cumhurbaşkanımız kendisini fani olarak görüyor.”

Bu bilgiler ışığında yeniden düşünüldüğünde Cumhurbaşkanı’nın söylediklerinin önemi de azalmış oluyor: O kendi tercihiyle sarayından taşınacak biri değil. Yok sayamayacağı bir anayasal zorunluluk veya fani olması dışında bir emeklilik planı yok. Kalabalıkların ilgisini çekmek ve daha ikna edici olmak için söylenmiş sıradan miting cümleleri bunlar.

Cumhurbaşkanı ve o sırada onu dinleyen sıradan AKP seçmeni için konu böylece sonlanmış oluyor. Ama dünya onlardan ibaret değil. Şöyle ki:

Erdoğan’ın “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” diye yazdığı mevzuat gereği çok sayıda üst düzey bürokratın görev süresi, “… atandıkları tarihte görevde bulunan Cumhurbaşkanının görev süresi…” ile sınırlı. Yani Recep Tayyip Erdoğan bir daha aday olamazsa veya seçilemezse veya gerçekten fani ise bu bürokratların görevleri onunla aynı gün son bulmuş olacak.

Gerçi Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı esnasında atanmış devlet yetkilileri zaten bir şekilde onun öncülüğünde, onun liderliğinde veya onun talimatıyla atanmış kişiler. Ama bunlardan bazılarının görev süresi derhal dolacak.

İlgili mevzuatla 81 vali, 155 büyükelçi, 216 genel müdür, 63 bakan yardımcısı ve diğerleri ile birlikte toplam 711 üst düzey bürokratın kaderi Erdoğan’ın kaderine bağlanmış durumda.

Hayatı boyunca hiç makale yazmadan rektör olabilmiş birinin varoluşunu Cumhurbaşkanı’na borçlu olduğu gayet açık. Peki ya “yok” oluşu?

İşte bu soru o 711 kişiyi yakından ilgilendiriyor. Çünkü Cumhurbaşkanının “kendisini fani gördüğü” bildirildi. Devletin değil de şahsının büyükelçisi, şahsının valisi, polisi veya jandarması olmayı seçmiş insanlar için bu açıklama can sıkıcı bir “gelecek” sorunu. Sarığıyla poz veren “makalesiz rektörler” için sarığını önüne koyup, “Kaderimi bir faninin ellerine teslim etmese miydim?” diye düşünmenin günleri gelmiş olabilir.

Bu soru sadece onları ilgilendirmiyor elbette. Eğer iktidara talip ise muhalefet de bu bürokratlar hakkında bir plan yapmalı. Zira öğretmen döven polisler, köylülerle zeytin ağaçları arasına barikat kuran jandarma ekipleri, çocuk tecavüzcülerini ısrarla serbest bırakıp dururken Ekrem İmamoğlu’nu yargılayan ve cezalandıran hakimler falan hep onların uzantıları.

Bu insanlar partili olduğunu saklamaya bile gerek duymayan milli eğitim müdürlerine, muhalefete tokat atan polis şeflerine, eşini kendisine yardımcı olarak atayan kurum başkanlarına cesaret veriyor. Yeni düzende hepsi birbirinin “dayısı”.

Ulus egemenliğinde olması gereken sayısız kararın doğrudan -veya azıcık dolambaçlı alarak- cumhurbaşkanının o günkü neşesine teslim edildiği artık anlaşılmış olmalı. Akşam atar yaptığımız katil bir devletle sabah kahvaltısında buluşup barışmamızın sebebi ulusal tercihimiz değil, ulusal çıkarımız değil, toplumsal mutabakatımız hiç değil.

Düşman kabul ettiğimiz devletler, ekonomi modelimiz, eğitim sistemimiz, teröristlerimiz falan; toplumsal mutabakata göre değil Cumhurbaşkanının o günkü ruh durumuna göre değişiyor. Bu gidişata son vereceğimizi iddia ediyorsak, bir kişinin ruh halini devletin yürütmesi kılan, onu mahkeme kararına dönüştüren, kanunsuz bir inşaat iznine veya şaibeli bir ihaleye çeviren imza sahiplerinin gelecekteki durumunu şimdiden düşünmeliyiz. Onlar da bilmeli sessizce sıvışıp gidemeyeceklerini.

Cumhurbaşkanımız kendini fani görüyor. Eğer o faniyse bunca imzayı atan kişiler arasından 711 tanesinin görev süresi bir gün bir anda sona erecek demektir. Ve sen muhalefet! Onlar devletin değil Erdoğan’ın bürokratı olmayı seçmiş insanlar. Toplumsal mutabakatımız bu kuklaların marifetiyle yok ediliyor. Görev sürelerinin dolduğu günü görünce sakın şaşırma!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.