(Not: Bu yazı 2012 yılında Örsan Akbulut Hoca’mızın ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetiminde verdiği Sosyal ve Siyasal Bağlamda Epistemoloji ve Metodoloji dersinde sorduğu aşağıdaki soruya cevap olarak yazdığım bir yazıdır. Her hangi bir düzeltme olmadan yayınlıyorum.)
Bu uzun bir yazı olacak. Sizi bir düşünce gezisine davet ettiğimi düşünün. Sorular sorduğum ve bunlara cevap olarak önermelerimi sunduğum bir yolculuk gibi biraz dolambaçlı ve biraz da yorucu.
Toplumsal Özgürlük Kuramı: Özgürlüğü toplumsal olgularla olan ilişkisi çerçevesinde tanımlamaya çalışan bir kuramdır. Grafikte bireyin özgürlüğünü üreten, şekillendiren ve kısıtlayan sosyal evreni görüyorsunuz.
Kozmik Ağ olarak da bilinen evrenin yalnızca % 0,000001’inin haritası. Bu ölçekte yüzellibin ışık yılı genişliğindeki Samanyolu Galaksimiz bir piksel büyüklüğünde bile değil.
Sorunları bu kadar karmaşık hale gelmiş ve kendi iç dinamikleri bu sorunları çözebilecek akıl ve fehmi üretememiş toplumların bir çıkış yolu bulması kolay değil. Kronik kriz halindeki bu toplumun içinde yaşayan ve düşünen bireyin işi çok zor. Karman çorman bir oda dolusu ipliği çözmeye karar veren bu kişinin ilk yapması gereken ipin ucunu bulmak olacaktır. Bu kargaşada düşünsel yolculuğumuza nereden başlayacağız?
Andolsun biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmış olduk. Bunların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır. Araf/179, Kur’an
Pisagor’un filozof tanımı şu anlama gelir: En yüksekteki gerçeklerin yüceliği ve zorluğu, insan doğasının zayıflığı ile birleştiğinde, insanın bilgelik üzerinde mülkiyet hakkı elde etmesini imkansız hale getirir.
İnsan, kendi döneminde yaşanan olayların ve sorunlarır ilk kez gerçekleştiğini zanneder. Kısa ömrü ve eksik bilgisi onu bu şekilde düşünmeye iter (Düşüncenin Sınırları Var mıdır?). Oysa yüzbinlerce yıla ve onbinlerce nesile yayılan insan tarihinde yaşanmamış, hatta defalarca tekrarlanmamış hiç bir şey yoktur.
Oylamada tek adam rejimi lehine konuşan ve oylamayı kazanan Darius’un İmparatorluğu döneminde ele geçirdiği topraklarOkumaya devam et →