Hepimizin canını sıkan bir soruyla başlamak istiyorum. Ardından konuya farklı bir bakışı getirmek amacıyla bir spekülasyona girişeceğim. Böylece konu hakkındaki tartışmalara katkı yapmış olmayı umuyorum.
Melih R. ÇALIKOĞLU
Okumaya devam etHepimizin canını sıkan bir soruyla başlamak istiyorum. Ardından konuya farklı bir bakışı getirmek amacıyla bir spekülasyona girişeceğim. Böylece konu hakkındaki tartışmalara katkı yapmış olmayı umuyorum.
Melih R. ÇALIKOĞLU
Okumaya devam etBilgi Teorisine Uzamsal Bakış
(Not: 2012 yılında Örsan Akbulut‘ Hoca’un ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi-Sosyal ve Siyasal Bağlamda Epistemoloji ve Metodoloji dersinde sorduğu soruya cevap olarak yazılan bir yazıdır.)
Bu uzun bir yazı olacak. Sizi bir düşünce gezisine davet ettiğimi düşünün. Sorular sorduğum ve bunlara cevap olarak önermelerimi sunduğum bir yolculuk gibi biraz dolambaçlı ve biraz da yorucu.
Okumaya devam etÖzgürlüğü toplumsal olguların birbiriyle olan ilişkisi ve etkileşiminden yola çıkarak tanımlamaya çalıştığım Toplumsal Özgürlük Kuramı tanımlayan görsel. Grafikte bireyin özgürlüğünü üreten, şekillendiren ve kısıtlayan sosyal evrenini görüyorsunuz.
– Melih R. Çalıkoğlu
<<<< ÖNCEKİ YAZI : Seslerden bir ses (1)
Sorunları bu kadar karmaşık hale gelmiş ve kendi iç dinamikleri bu sorunları çözebilecek akıl ve fehmi üretememiş toplumların bir çıkış yolu bulması kolay değil. Kronik kriz halindeki bu toplumun içinde yaşayan ve düşünen bireyin işi çok zor. Karman çorman bir oda dolusu ipliği çözmeye karar veren bu kişinin ilk yapması gereken ipin ucunu bulmak olacaktır. Bu kargaşada düşünsel yolculuğumuza nereden başlayacağız?
Okumaya devam etBilgelik, doğruyu söylemek ve doğanın çizdiği çerçeveye uygun hareket etmekten oluşur
– Bodrumlu Heraklitus, Türkiye, M.Ö. 535 – 475
Andolsun biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmış olduk. Bunların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.
– Allah (C.C), Araf/179, Kur’an, MS. 7. yüzyıl
Pisagor’un filozof tanımı şu anlama gelir:
En yüksekteki gerçeklerin yüceliği ve zorluğu, insan doğasının zayıflığı ile birleştiğinde, insanın bilgelik üzerinde mülkiyet hakkı elde etmesini imkansız hale getirir.
– Anton-Hermann Chroust, Almanya, 1907 – 1982
İnsan, kendi döneminde yaşanan olayların ve sorunlarır ilk kez gerçekleştiğini zanneder. Kısa ömrü ve eksik bilgisi onu bu şekilde düşünmeye iter (Düşüncenin Sınırları Var mıdır?). Oysa yüzbinlerce yıla ve onbinlerce nesile yayılan insan tarihinde yaşanmamış, hatta defalarca tekrarlanmamış hiç bir şey yoktur.
Okumaya devam etTek adamın (monark) tipik kötülükleri haset ve kibirdir, haset çünkü doğal bir insan zayıflığıdır, kibir, çünkü servet ve gücün aşırılığı, kişiyi insandan fazla bir şey olduğu sanrısına götürür.
– Otanes, İran, M.Ö. 6. yüzyıl