Doğa insanın özüne, erdemi ve ortak iyi için mücadeleyi öyle sağlam bir şekilde yerleştirmiştir ki, bu prensip insanın içindeki tüm çekici arzuları ve rahatlık beklentisini alt eder. Marcus Tullius Cicero, Roma Cumhuriyeti, M.Ö 106 – 43
İyiyi kötüyü ayıran çizgi, devletlerin, sınıfların ya da siyasi partilerin arasından değil bütün insanların her birinin kalbinin içinden geçer. Bu çizgi sürekli değişir. Yıllar içinde titreşir. Ve kalbi kötülük tarafından ele geçirilmiş insanlarda bile, iyiliğe açılan küçük bir Köprübaşı kalıverir. – Aleksandr İsayev Soljenitsin, Sovyetler Birliği, 1918 – 2008
Toplumsal Özgürlük Kuramı: Özgürlüğü toplumsal olgularla olan ilişkisi çerçevesinde tanımlamaya çalışan bir kuramdır. Grafikte bireyin özgürlüğünü üreten, şekillendiren ve kısıtlayan sosyal evreni görüyorsunuz.
Andolsun biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmış olduk. Bunların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır. Araf/179, Kur’an
Pisagor’un filozof tanımı şu anlama gelir: En yüksekteki gerçeklerin yüceliği ve zorluğu, insan doğasının zayıflığı ile birleştiğinde, insanın bilgelik üzerinde mülkiyet hakkı elde etmesini imkansız hale getirir.