Akşener’e Çağrı: Gel Tahtımı Taşıyanlar Arasına Katıl!

Standart

Uğur K.Yiğit, Dr.

Cumhurbaştanı Erdoğan İYİ Parti lideri Meral Akşener’e Altılı Masadaki konumunu yeniden değerlendirme ve milli olma çağrısı yaptı. Aslında yeni bir çağrı değil bu. Yaklaşık bir yıl önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de “evine dön” çağrısı yapmıştı Akşener için.

Okumaya devam et

MÜSLÜMANLARIN OTORİTER İSLAM’A İTİRAZI: İRAN

Standart

Uğur K.Yiğit, Dr.

Biliyorsunuz, İran huzursuz bir ülke. Toplumsal karışıklıklar yaşaması ve bunları güç kullanarak yatıştırması adeta geleneksel bir hal aldı. Uluslararası medyaya yansıyan şeyler bu ülkede olan bitenin ne kadarı, gerçek fotoğraf nedir, bilmek imkansız. Kapalı bir rejim ve kapatılmış milyonlarca kafadan oluşan bir ülke İran.

Okumaya devam et

Toplumsal Özgürlük Kuramı

Görsel

Özgürlüğü toplumsal olguların birbiriyle olan ilişkisi ve etkileşiminden yola çıkarak tanımlamaya çalıştığım Toplumsal Özgürlük Kuramı tanımlayan görsel. Grafikte bireyin özgürlüğünü üreten, şekillendiren ve kısıtlayan sosyal evrenini görüyorsunuz.
– Melih R. Çalıkoğlu

Çin Dünya’nın İlk Toryum Santralini Hizmete Aldı

Standart

Çin, dünyanın ilk ‘temiz’ ticari nükleer reaktörünü etkinleştirmeye hazırlanıyor @uzakevrenler #enerji #toryum

Roopkund gölü çevresindeki yüzlerce göl sebebiyle aynı zamanda İskelet gölü olarak da adlandırılıyor. (Görsel:Awanish Tirkey/Shutterstock)Amerikan Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı’nın 1960’larda erimiş tuz reaktörü deneyinden bir fotoğraf (Kaynak: Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı/ABD Enerji Bakanlığı)

Çinli bilim adamları, soğutma için suya ihtiyaç duymayan, türünün ilk örneği olacak olan deneysel bir nükleer reaktör için planlarını açıkladılar.

Okumaya devam et

30 Ağustos’a Not

Standart

Uğur K.Yiğit, Dr.

Demem o ki: “600 yıldır devam eden bir hanedanın son üyesine” ve “onun işbirlikçiliğiyle ülkeyi işgale yeltenmiş” koca koca devletlerin hepsine birden başkaldırıyorsan silah arkadaşın olmaz. Karar çok hayati olduğunda diğer insanlar, dostların, senin için hayatını verebilecek her yakının, aslında senin kararını bekleyen edilgen birer ögeye dönüşürler. Etrafın ne kadar kalabalık olursa olsun tam karar anında, bir anlığına tek başına kalırsın.

Okumaya devam et

Cehalet Mutluluk mudur?

Standart

Eflatun’un (Plato) M.Ö. 380 yılında (2.400 yıl önce) yazdığı “Devlet” isimli eserinden kısa bir alıntı. Okuyunca ilk akla gelen teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin  insan denen varlığın, arzularının, güdülerinin, beklentilerinin ve çaresizliklerinin aynı kaldığı oluyor. Aynı sebeple ve aynı duygularla 24. yüzyıllık mesajların bugün aynen de geçerli olduğunu düşünebilirseniz. Ve böyle düşünmekle de yanılmazsınız. Düşünmek ise içinden kaçamayacağımız kendi hücremize dönüşüverir. Belki gerçekten de cehalet mutluluktur.

Okumaya devam et

Bu Rejim Bizi Ay’a Götüremez

Standart

Uzay Programına Neden Sevinemedim?

Açık ve net konuşayım. Daha küçük bir çocukken, henüz Uzay Mekiği bile ilk uçuşunu yapmamışken, Skylab uzay istasyonu yeryüzüne düşürülürken yani 1970’lerin sonlarından beri uzay ve uzayın keşfi konusuna meraklıyım. Çok yakından takip ederim. Her ne kadar pozitif bilimlerde eğitim almamış olsam da, bir mühendis veya benzeri yetkinliğim bulunmasa da, bir sosyal bilimci olarak bu konunun politikle ve kültürle ilgisini araştırabilecek yeterlikte olduğumu düşünüyorum. Bu hafta Cumhurbaşkanı’nın büyük bir şölenle duyurduğu, altının boş olduğu bir iki gün geçmeden anlaşılan, uzay programına neden sevinemediğimi, ve neden bu ekibin Türkiye’yi yeni keşifler çağına taşıyamayacağını bu bilgi birikimime dayalı olarak açıklamam gerekiyordu.

Okumaya devam et

GERÇEKLE HER YÜZLEŞTİĞİMİZDE: KAPTAN COUSTEAU ÇELİŞKİSİ

Standart

Bu dünyadan bir Kaptan Cousteau geçti. 1980’lerde çocuk olanlar, yani benim kuşağım, iyi tanırız onu. Yüzünden gülümsemeyi hiç eksik etmeyen, dalgıç kıyafetinden başka şey giymeyen bir bilim adamıydı. Televizyon teknolojisinin evlerimize getirdiği en etkileyici isimlerden biriydi, Jacques-Yves Cousteau (1910 – 1997).

Okumaya devam et

ATEŞ ZATEN ELİMİZDE; TANRILARDAN ÇALINACAK BİR ŞEY KALMAMIŞTIR!

Standart

İnsanlar anadilini imla kuralları veya anlam yapıları hakkında özel bir eğitime ihtiyaç duymadan konuşabilir. Metinlerin nasıl işlediğini bilmemiz gerekmez. Bu durum, bilgisayar yazılımlarından hiç anlamayan kişilerin bilgisayar kullanabilmesine benzer. Peki özel bir şeyler öğrenmeksizin güzel konuşabiliyorsak, edebiyatın gereği nedir?

Bu sorunun cevabı dil bilimcilerin sahasında kalıyor. Ancak benzer bir soru sanat ve estetik için de söz konusudur: Yüz milyonlarca insan için sanatsız bir yaşam mümkün ise insanoğlu için sanatın gereği nedir?

Okumaya devam et