Isa Soares, Natalie Gallon, 11 Şubat 2019, CNN
Kukuta, Kolombia (CNN) Venezuela krizinin insanlar üzerindeki bedelini kadınların yüzünden okuyabiliyorsunuz.
Sizinle konuşurken seslerinde acı ve gözlerinde hüzün var. İlk başta çekinseler de, biraz konuşunca içlerini döküyor, göz yaşları içinde bir zamanlar kendileri için akıllarından bile geçiremeyecekleri bir duruma nasıl düştüklerini anlatıyorlar: geçimlerini sağlayabilmek için bedenlerini satmak.
Mariza, diplomalı bir hemşire, arkasında annesi ve üç çocuğunu bırakarak Venezuela ve Kolombiya’yı ayıran sınırı iki yıl önce geçmiş. Mesleki kariyer sahibi tüm göçmenler gibi ilk başta kendi uzmanlık alanında iş bulabileceğini düşünüyormuş. Ama bütün kapılar tek tek suratına kapatıldığında ve temizlik işi bile bulamaz hale geldiğinde, kendini imkansız bir kararı verirken bulmuş.
“Bugün bir erkek, yarın bir başkası” diyerek özetliyor zor ve tehlikeli fuhuşa sürükleniş hikayesini. Ama diyor bir anne olarak “düşünmüyorsunuz — yapmanız gerekeni yapıyorsunuz”. Mariza’nın adını bu yazıdaki diğer kadınlar da olduğu gibi kimliğini korumak amacıyla değiştirdik.
Diplomasını almak için harcadığı yıllarını ve bir hemşire olarak çalışamıyor olmasından bahsederken sesinde hayal kırıklığı çınlıyor. “Bütün çalışmalarınızın boşuna olduğunu düşünüyorsunuz. Hayatımın beş yılını, hazırlanarak — şimdi düşünüyorum da hiç yapamayacağım bir meslek için boşa harcamışım.” derken göz yaşları yüzünden akıp gidiyor.
Bir zamanlar memleketinde kariyeri ve hayalleri olan bir kadındı am Venezuela’nın içine düştüğü çıkmazı kontrol edebilecek gücü yoktu.
Diplomalı bir hemşire olarak 15 gün boyunca çalışarak ancak bir poşet un alabiliyordu. Sıradan bir market alışverişi bile iki günlük bir çabaya dönüşmüştü ve bebeği için bebek bezi örneğinde olduğu gibi aradığı malzemeleri bulabilme garantisi de yoktu.
Mariza’nın anlattığına göre insanlar geceyi ertesi sabah bir numara alabilmek ümidiyle marketlerin önünde bekleyerek geçiriyorlardı. Ellerinde kuponlarla, markette o gün ne varsa alabilme ümidiyle dışarıda bekleşiyorlardı. “Ellerinde ne varsa onu almak dışında bir seçeneğiniz yoktu” diyor.
‘Hep Chavez’e oy verdik’
Venezuelalılar tıpkı selefi Hugo Chavez gibi sosyal destek programlarını finanse etmek için petrol parasını kullanan Başkan Nikolas Maduro’yu desteklediler. Ama petrol fiyatları düşmeye başladığında, ekonomi tökezlemeye, bir çok Venezuelalı da onları besleyen eli protesto etmeye başladı. Mariza’da onlardan birisiydi. Bütün bir aile olarak Chavez’i destekliyorlardı. “Hep Chavez’e oy verdik.” derken, hem eski lideri hem de yenisini ülkeyi krize götüren kötü yönetimlerinden dolayı suçluyordu.
Geçmişte “ne açlık vardı, ne kısıtlılıklar ve ne de ayrımcılık” diyen Mariza “işler iyiyken, ülkeyi tatil için terk ederdiniz, mecbur kaldığınız için değil” diye ekliyor.
Ailesinin karşılamakta çaresiz kaldığı ihtiyaçları onu bury, Kukuta’ya Kolombiya’daki en yüksek işsizliğin olduğu sınır şehrine getirmişti. Şimdi burada annesi ve çocukları için günlük olarak mücadele etmek ve onlar için yiyecek, bebek bezi ve diğer temel ihtiyaçları karşılamak zorunda.
Annesi ne yaptığını öğrense onu anlar mıydı? “Benim annem süper bir anne. Benim annem her şey” derken sesi yine titremeye başladı “Ama biliyorum ki bir şekilde bunu anladığında, bu ona çok acı verecektir ama eminim ki beni yargılamayacaktır.”
Hayatta kalabilmek için iyi görülmeyecek şeyler yapıyorum
Ekonomik kriz her kesimden Venezuelalıyı yiyecek, ilaç ve daha iyi bir hayat bulma ümidiyle ülkelerini terk etmeye itti. Komşu ülke Kolombiya’d bundan etkilenenler arasında. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) Kasım ayında açıkladığı rakamlara göre bir milyonu Kolombiya olmak üzere, evini terk ederek komşu ülkelere göç eden Venezuelalı sayısı 3 milyonu geçmiş durumda.
Eski avukat Malcia da iki çocuğunu 64 yaşındaki ailesi ile bırakıp Kolombiya’ya geleli iki hafta olmuş.
“Çocuklarım ancak kahvaltı, bazen öğle yemeği sağlayabilecek duruma gelmiştim ve bazen yatağa yemek yemeden gidiyorlardı. Okula gidiyorlar. İmkansızı bile yaparım” deken, yeni yaşamının gerçeklerinden bahsetmek zorlandığı görülüyordu.
Kolombiya’ya temizlikçi, bebek bakıcı veya her ne olursa bir iş bulma ümidiyle gelmişti. Kapılar suratına tek tek kapatılırken bile, kendini bu kadar uç bir noktada bulacağını hiç düşünmemiş. Gözyaşlarıyla karışık konuşuyor “ Venezuela’da iken çıldırma noktasına gelmiştim, burada da çıldırma noktasına geldim çünkü hayatta kalmak için iyi görülmeyecek şeyler yapıyorum”.
Sürekli sırtında ağırlaşan bir yük “Her gece diz çöküp Tanrı’ya soruyorum —Tanrı’dan af dilemek için kiliseye bile gittim— çünkü çocuklarımın küçük yüzleri geliyor aklıma, annemle babamın … Kolay değil, arkadaşım, kolay değil” diye bitiriyor.
Çocuk yetiştiren bir çocuğum
Sadece mesleki kariyer sahibi olan kadınlar çaresizlik içinde değil. Binlerce göçmenin oluşturduğu denizin içinde Erica gibi iş bulamayan genç kadınlar da var. Daha 17 yaşındaki Erica da Kolombiya sınırından kucağında geçirdiği yedi aylık bebeğine bakabilmek için bedenini satıyor.
Yüksek işsizliğin olduğu Kukuta’da iş aramak daha zor ama yaşı küçükler için daha da zor diyor ve tek seçenek “olabileceğin en kötüsünün bırakıldığını” söylüyor.
Maduro ve onun hükümeti olmasa, şimde veterinerlik okuyor olacakmış. Hayallerinden vaz geçmek zorunda kalsa bile bir anne olarak her şeyi yaparmış.
“Çocuğumu altında bez, elinde şişe olmadan bırakacak değildim” diyor. “Günün sonunda bir anneyim ama kendimi bir çocuk yetiştiren bir çocuk gibi görüyorum.”
Röportaj : Isa Soares ve Natalie Gallon
Tercüme : Melih R. Çalıkoğlu
Yayın Tarihi : 11 Şubat 2019
Kaynak : CNN