Aslında biliyorsunuz: Ondan başka kimsenin pek bir suçu yok. Yani yerel seçimlerdeki başarısızlık konusunda. Her başarıyı, “göklerden gelen bir karar” diyerek üzerine alınan kişi başarısızlığın da sahibi. Zamanında AKP Grup Başkanvekili olan Bülent Turan söylemişti zaten, “Erdoğan olmasa biz bir hiçiz!” diye. Biz onları onlardan daha iyi bilecek değiliz. Hepsi birer hiç onların ve hiçlerin kusuru olmaz.

Para ve gücün yanında durup ülke üzerine kurulan yağma sofrasına oturmayı tercih etmeleri bir kusur (ve suç) elbette. Yanaşması oldukları bu sofrada hayallere sığmayacak bir ziyafet çektiler kendilerine. Kenar bir ilçede veya Saray’da olmaları fark etmedi: hepsi bal tuttu, hepsi parmaklarını yaladı. Ama konumuz orası değil. Konumuz yerel seçim.
AKP’nin yemekli davetinin tek ve tartışmasız sahibi Recep Tayyip Erdoğan. Yemeğin paylaştırılmasından sorumlu olan karar verici kişinin o olduğu çok açık. İşte Erdoğan bunu yönetemedi. Belki masa planları yanlıştı, belki bazıları pek çok kişinin tabağını tek başına yedi, belki de başkaca şeyler… Herşey olabilir ama bu kimin umurunda! Yemek tükendi. Yemek yetmediğinde Bülent Turan’a değil davet sahibine bakar herkes. Çünkü herkes bilir: AKP’nin “hiçleri” değil, “herşeyi” sorumludur yemek işlerinden de. Belki Bülent Turan da, “Biz hiçiz. O herşey. Sorumluluk onda” demek istemişti satır arkasında, kim bilir! Her ne olduysa Erdoğan yaptı.

Türkiye’nin net döviz pozisyonu EKSİ 62,5 milyar Dolar (Mart 2024). Yani bu sofranın yemeği 62 milyar dolar önce bitti. Şimdilerde Bülent Turan’ı arasanız da bulamazsınız artık. Önüne konulanı yedi, yuttu ve gitti o. Tıpkı diğer hiç’ler gibi. Size yemek kalmadıysa davet sahibi ile konuşmanız gerekir. Ve siyasal hayatta bu tür konuşmalar oy ile yapılır. İşte yerel seçim sonuçları açlığa mahkum edilmiş emeklilerin, önünden tabağı çalınmış gençlerin, harmanları ona buna peşkeş çekilmiş köylülerin, maden göçüklerinde, deprem enkazlarında can vermiş onbinlerce insanın davetin sahibi ve tek yetkilisi olan tek adama karşı yaptığı çok gecikmiş bir konuşmadır.
Seçimin En Acıklı Sahnesi
Bence 31 Mart 2024 günü yapılan yerel seçimlerin en acıklı sahnesi Erdoğan’ın yalnız başına çıktığı balkon konuşması esnasında cereyan etti. Az sayıdaki AKP’liye tek başına teşekkür ederken şöyle dedi Erdoğan: “Sadece bir telefon işte sizleri buraya topladı.” Yani aslında kimse gelmemişti onu dinlemeye. Dünyanın en zengin adamları sıralamasına soktuğu Binali Yıldırım da, makarna ve kömür dağıtarak avuttuğu en altta kalmış parti üyeleri de hiç görünmedi o gece ortalarda. Telefonla adam toplamak zorunda kaldılar.

Ülkenin tek adamı, dünya lideri, ümmetin umudu, koca Reis Erdoğan tebasına telefon edip, “Ne olur gelin!” diye yalvardı o gece. Sadece oyu %44’ten %34’e düştü diye oldu bu. Peki yerel yönetimleri kaybettiği gece, %34 oy almış olmasına rağmen, kendisini dinleyecek tek bir AKP’li bulamayan Erdoğan, Sarayını kaybettiği bir gün olursa yanında tek bir AKP’li bulabilecek mi? Sizce bu düşünce uykularını kaçırmıyor mu?

Onların hepsi birer hiç. Hiç suçları olmadığı halde topun ağzındalar şimdi. Peki onurları kırılır mı? Hiç sanmam. Sadece onursuz iseniz seçersiniz krala soytarı olmayı.
Uğur K.Yiğit, Dr.
“HİÇLER PARTİSİ’NİN SEÇİMİ” üzerine bir yorum