İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani geçtiğimiz günlerde, “Parleremo con Erdogan per fermare dei migranti nei Balcani” dedi. Cümlede “migranti (göçmen)” ve “Erdoğan” kelimeleri kolaylıkla seçilebildiğinden Tajani’nin ne dediğini çözmek için İtalyanca bilmenize gerek yok. Avrupa dillerinde “göçmen” ve “Erdoğan” kelimelerinin birlikte kullanıldığı bütün cümleler dönüp dolaşıp tek bir anlama geliyor: Pazarlık.

İtalyan Bakan, “Göçmenlerin Balkan rotasını bloke etmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşeceğim” açıklaması yapmış. Oysa iki ülke birbirinden hayli uzak. Türkiye’den karayoluyla İtalya’ya gitmeye çalışan biri Bulgaristan’ı, Sırbistan’ı, Bosna Hersek’i, Hırvatistan’ı ve Slovenya’yı geçmek zorunda. Peki İtalyan Bakan neden bu 5 ülkeyi atlayıp Türkiye Cumhurbaşkanı ile buluşuyor?
Diplomat değiliz ama bence bu sorunun cevabını da görüşmenin nasıl gerçekleşeceğini de biliyoruz: İtalya hükümeti, ülkesine giriş yapma potansiyeli olan göçmenlerin Türkiye’de tutulmasını rica edecektir. Erdoğan bu tür nazik taleplere hep olumlu cevap verdi ve veriyor. İtalya da istediği olumlu cevabı alacaktır. Sonra konu paraya gelecektir. Çünkü bu noktada göçmen başına uygun bir miktar ödeme yapılması gerekiyor. İtalyan Bakan da tam onu diyor işte: “parada anlaşabiliriz.”

Türkiye göçmenlik konusunda küresel bir marka artık. Göçmen sorunu büyüyen her ülke, cebine biraz para koyup Türkiye’de alıyor soluğu. Cumhurbaşkanı ile görüşüp, bir anlaşma imzalayıp ülkelerine dönüyorlar. Göç akınlarının Türkiye’de durdurulmasını veya ülkenizdeki göçmenleri Türkiye’ye göndermeyi talep edebilirsiniz. Hepsinin bir anlaşması ve her anlaşmanın bir tarifesi var. Göçmen anlaşmaları ve fon pazarlığı Beştepe’nin en önemli yeteneklerinden biri. Herkes memnun ayrılıyor buluşmalardan. Utanacak, sıkılacak hiçbir şey yok bunda. Profesyoneliz, küresel göçmen tüccarıyız, pazarın lideriyiz biz. AB üyesi ülkeler bile kıskanıyor bizi.

Sizi üzüyor mu bilmiyorum ama bir süredir işler böyle yürüyor: Türkiye’ye giren her göçmen için bize biraz para veriyor Avrupa. Bu denklemde her bir göçmen biraz euro demek. Kişi sayısıyla çarpıp ödememizi alıyoruz. Yola çıkmaya hazırlanan göçmenler bile farkında: Pazarlıkları yapıldı, Türkiye’ye paraları ödendi onların. Avrupa’ya ulaşamasalar bile Türkiye’de hiçbir vergiye, kanuna, kurala tabi olmayan bir yaşam onları bekliyor olacak.

Türkiye’deki göçmen sayısı arttıkça ödemeler de artıyor. Ticaretimizin özü bu: Ne kadar çok göçmen tuttun, o kadar çok para kaptın. Doğu sınırımız bu yüzden her girişe açık: çünkü daha çok gelmeliler. Batıda ise jandarma kimsenin Avrupa’ya kaçmaması için cansiperane mücadele ediyor: çünkü burada kalmalılar.

Eeeyyyy Avrupa!
Ödemesini yaptığınız sürece bize güvenebilirsiz.
Sözümüz söz. Sizin göçmenleriniz bizim evimizde kalmaya devam edecek.
(22 Eylül 2023)