Bir canlı olarak var olmamızın temelinde, dış dünyayla kurduğumuz etkileşimler yatıyor. Beynimiz, beş duyumuz (dokunma, duyma, görme, tatma, koklama) aracılığıyla dışarıdan aldığı bilgilerle zihninde bir imaj oluşturuyor. Tüm anlamlar, tüm kavramlar bu süreçle şekilleniyor.
Okumaya devam ettoplumsal dönüşüm
Kötülerin kalbinde iyilik yaşayabilir mi?
Görsel
İyiyi kötüyü ayıran çizgi, devletlerin, sınıfların ya da siyasi partilerin arasından değil bütün insanların her birinin kalbinin içinden geçer. Bu çizgi sürekli değişir. Yıllar içinde titreşir. Ve kalbi kötülük tarafından ele geçirilmiş insanlarda bile, iyiliğe açılan küçük bir Köprübaşı kalıverir. – Aleksandr İsayev Soljenitsin, Sovyetler Birliği, 1918 – 2008
Devleti dönüştürmek, toplumu dönüştürmek için yeterli midir?
Görsel
Dr. Bhimrao Ramji Ambedkar, Hindistan, 1891 – 1956
Neden gerçek bir demokrasi kuramıyoruz?
StandartToplum neden işlenen haksızlıklara, yolsuzluklara karşı bu kadar duyarsız veya millet iradesi neden kötünün peşinden gidiyor ve benzeri pek çok soru geçiyordur aklınızdan.
Okumaya devam etBir toplum ne zaman dağılmaya başlar?
Standart
Twitter çağında birbirimizi gerçekten anlıyor muyuz?
Görsel
İnsan tek başına politika yapabilir mi?
Görsel
Toplumdaki herkes aynı şekilde mi düşünmelidir?
Görsel
Okur yazarlık moderleştirir mi?
Standart
Bir toplumda okur yazarlık oranının artışı, kurumsal dönüşüm peşinde koşan ve bunu gereğinden hızlı yapmaya çalışan toplumların, modernleşme çabalarını işlevsiz kılabilir ve hatta ciddi bir şekilde engelleyebilir.
Daniel Lerner (1917 – 1980)