Grup psikolojisi üzerinde yapılan en dikkatli araştırmaların kanıtlamaya ve detaylarıyla tanımlamaya çalıştığı şey, aktif bir grubun içindeki bireylerin zamanla eriyerek kendisini özel bir durumun içinde bulması sürecidir. Bu, hipnotize edilmiş bir bireyin kendisini hipnotize eden kişinin ellerinde bulması gibi büyüleyici bir durumdur… Bireyin uyanık kalmasına karşın bilinçli kişilik tamamen yok olmuş, akıl ve irade kaybolmuştur. Bütün hisler ve düşünceler hipnotize eden kişinin (yani sürünün) istediği yöne doğru yönelmiştir. (FREUD S., Grup Psikolojisi ve Ego Analizi, Alter Yayıncılık, 2013, s.10)
Okumaya devam etPOSEİDON’UN İZİNDE…
Standart“Yüce bir yaratıcı olduğu” inancı hakkındaki temel eleştirilerden biri de bu inancın, insanoğlunun sığınma veya teselli ihtiyacından doğduğudur. Elbette mümkündür; zira dünya güvenli bir yer değildir. Kaçınılmaz tehlikeler bu küredeki canlıların yol arkadaşı adeta. Kar, fırtına, sel veya depremler, besin zinciri, türlerin saldırganlığı ve elbette insanın insana ettikleri… Yaşam savaşının acımasızlığı karşısındaki sonsuz çaresizliğimiz, sonsuz bir sığınak ihtiyacı doğurmuş olabilir. Belki bizi yüce bir güç yaratmıştır, belki de biz o yüce gücü yaratmışızdır. Her iki argüman da dogmatik ve çürütülemez görünüyor. Öyleyse inanç veya inançsızlığın “doğru” veya “yanlış” ilan edilmesi de mümkün değil.
Okumaya devam etYAKIŞTI MI ENSAR’A, YAKIŞTI MI MUHACİR’E!
StandartAnadolu her zaman çok göç aldı. Laf aramızda, biz de göç ederek geldik buraya. Ezelden beri ev sahibi değiliz yani. Çadırlarımızla geldiğimizde başka sahipleri vardı buraların. Bizler ise yeni bir hayat arayan yurtsuz göçmenler idik. Bunu hepimiz hatırlıyoruz değil mi? Her neyse…
Sonra Kırım’dan, Kafkasya’dan, Balkanlardan, Kuzey Irak’tan göçler oldu Anadolu’ya. Başka başka zamanlarda yüz binler, milyonlar katıldı aramıza. Sığıştık bir şekilde. Çeşit çeşit göçlerle çeşit çeşit yaşamlar kuruldu. Her birinde büyük zorluklar yaşandığına şüphe yok. Ama böylesi hiç olmadı; sanırım.
Okumaya devam etVAKIF GELENEĞİMİZ: NEW YORK’A UZANAN BİR HAYIRSEVERLİK ÖYKÜSÜ
StandartUğur K.YİĞİT, Dr.
Ankaralılar için zor bir kış oldu. Ama sonunda cemrelerin düştüğü günlere kavuştuk, havalar ısınmaya başladı. Hayır hayır yanlış anlaşılmasın, bu yıl çok soğuk bir kış yaşamadı Ankara. Bizi zorlayan şey doğal gaz faturalarıydı. Alıştığımız tutarlardan çok daha fazlasını ödedik ısınmaya. Gerçi küresel pazarlarda yarı yarıya ucuzladı doğal gaz ama Ankaralıların faturaları katlanarak büyüdü.
Okumaya devam et“YANSIN SURİYE, YIKILSIN İDLİB, KAHROLSUN ESAD”, ÖYLE Mİ!
StandartUğur K.YİĞİT, Dr.
Beşşar Esad güçleri dün Halep’i ele geçirdi. Sekiz yıl önce başlayan kaotik iç savaş dönemi boyunca muhaliflerin egemenliğinde kalmış bir şehirdi Halep. Tarihi, coğrafi konumu ve nüfus yoğunluğu bakımından kritik olan bu merkezin el değiştirmesi önemli bir kilometre taşı. Esad için ele geçirilmesi gereken daha büyük bir kent yok artık. Bundan sonrası kendiliğinden gelecek. Peki ama “kendiliğinden gelecek olan şey” ne?
Okumaya devam etCirmimizi Bilerek Başlayalım (2)
Standart
<<<< ÖNCEKİ YAZI : Seslerden bir ses (1)
Sorunları bu kadar karmaşık hale gelmiş ve kendi iç dinamikleri bu sorunları çözebilecek akıl ve fehmi üretememiş toplumların bir çıkış yolu bulması kolay değil. Kronik kriz halindeki bu toplumun içinde yaşayan ve düşünen bireyin işi çok zor. Karman çorman bir oda dolusu ipliği çözmeye karar veren bu kişinin ilk yapması gereken ipin ucunu bulmak olacaktır. Bu kargaşada düşünsel yolculuğumuza nereden başlayacağız?
Okumaya devam etAhmet Davutoğlu ve Gelecek Partisi: Riskler, Fırsatlar
StandartUğur K.YİĞİT, Dr.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda” şiirini okuduğu son mitinginin üzerinden hayli zaman geçti. Neredeyse her mitinginde dinlemeye alışkın olduğumuz bu dizeleri uzun süredir duyamıyoruz. Cumhurbaşkanının konuşma metinlerinden çıkarılmıştır belki de. Çünkü beraber ıslandığı pek çok dostu artık onunla aynı yolda yürümüyor.
Okumaya devam etSeslerden Bir Ses (1)
Standart
NOT: Yazı ilk defa meridyenhaber.com adresinde yayınlanmıştır.
Kargaşanın hakim olduğu, bizi hayata demir çıpalarla bağladığını zannettiğimiz temel değerlerin sarsıldığı, dostun dosta, babanın oğluna, kardeşin kardeşine, komşunun komşuya zarar verdiği, toplumun tüm kareleri ile sapır sapır döküldüğü, mozayiğin çatladığı, cehaletin eğitimli olmaktan yeğ olduğu, yalakaların artık utanmak zorunda kalmadığı, devletin tüm organları ile partili bir pelteye dönüştüğü garip zamanlardan geçiyoruz.
Okumaya devam etBilgeyi ne tanımlar?
Görsel
İnsan eksik bir varlık mıdır?
Görsel